Atatürk’ün Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılara verilen “Cumhuriyet Savcısı” unvanının isim babasıdır.
Lozan’da doktora yaptıktan sonra yurda dönen değerli bilim adamı ve politikacı, Atatürk tarafından “Hukuk Reformu” yapmakla görevlendirilir.
Ata’nın huzurunda “Hukuk Reformu” tartışılırken Mahmut Esat Bozkurt, “Cumhuriyet Savcısı” adı üzerine çok tepki alır ve eleştirilir:
Mahmut Esat Bozkurt’a;
“Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savacısı diyorsun ?..
Cumhuriyet Başbakanı,
Cumhuriyet Bakanı,
Cumhuriyet Müsteşarı,
Cumhuriyet Valisi,
Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da,
Neden Cumhuriyet Savcısı ?..
Savcılara neden bu imtiyaz?..” diye sorarlar.
Atatürk, Bozkurt’a “Ne diyorsun ?..” der.
Bozkurt’un cevabı çok net olur:
“ Çünkü öyle zaman olur ki, Cumhuriyeti korumak için Başbakandan, Bakandan, Müsteşardan, Validen, Büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı’dır.”
Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. “Devam et Bozkurt” der.
* * *
Mahmut Esat Bozkurt Cumhuriyet Savcıları için;
“Türk Savcıları, Türk Hakimleri:
Meriç kıyılarında çalışan Türk köylüsünün kaybolan sabanından tutunuzda bu vatanda yaşayanların uğrayacağı en ufak bir haksızlıktan hatta Bingöl Dağları’nın ıssız kuytularında bekleyen öksüzlerin gözyaşlarından siz mesulsünüz.” Demiştir.
* * *
Anayasanın değişmez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri ihlal edilip Anayasaya türban giydirilirken…
Cumhuriyet kazanımları teker teker yok edilirken…
Sahte diploma ile ülke yönetilirken…
T.C. ibareleri tabelalardan çıkartılırken…
Atamın mirası gasp edilip kaç-AK saray ve lunapark yapılırken…
İstiklal Marşının okunması emniyet güçleri tarafından engellenirken…
Harp okulları kapatılıp, Askeri Hastaneler sivilleştirilip Türk ordusu tasfiye edilmeye çalışılırken…
Ülke kurum ve toprakları yandaş ve yabancı sermayeye rant uğruna peşkeş çekilirken… “Rantsız yaşam olmaz” diyen bir bakan hala koltukta otururken…
Cemaatlerin kaçak okullarında çocuklara tecavüz eden sözde öğretmenler “bir kereden bir şey olmaz” diyen bir bakan tarafından korunurken…
Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, vurgun, vurgun sıralamasında ülkeyi dünya birincisi yapan yöneticiler görevlerine devam ederken…
Cumhuriyetin 93. Yılında,
Cumhuriyetin yılmaz bekçileri, savcılar ne yapıyor dersiniz ?..
15 Temmuz (sahte) darbe girişimi kapsamında tutuklanan örgüt üyelerinin “örgüte girerken kendilerine yemin ettirildiğini, örgüt hakkında bildiklerini anlatmaları halinde yeminlerinin bozulmuş olacağını ve çarpılma endişesi taşıdıklarını” söylemişler.
Bunun üzerine bazı Cumhuriyet Başsavcılıkları, Diyanet İşleri Başkanlığından FETÖ mensupların ettikleri yemin üzerine görüş talep etmişler.
Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu talep üzerine yolladığı görüş yazısında,
“ Doğru ve dine uygun olduğu zannedilerek bir şey üzerine yemin edilir. Fakat sonra bu şeyin dine kesinlikle aykırı olduğu ortaya çıkarsa edilen yemin dinen geçersiz yani hükümsüz sayılır. Ortada geçerli bir yemin bulunmadı için de böyle bir durumda “yemine sadık kalmak” erdemi söz konusu olamaz” demiş.
Kısacası “Dinen Geçerliliği Yoktur” buyurmuş İmam Efendi..!
* * *
İmamdan icazet alan Cumhuriyet Savcısı !!!
Gerçi, o da İmam..!
Bademin Savcı İmamı.
* * *
Geleceğine,
Cumhuriyetine sahip çık…
Bayramımız kutlu olsun…
Esenle kalın…
T.C. Erkan YELER / 29 Ekim 2016
İmamdan Cumhuriyet Savcısı

KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler