İçine Ettiniz Vatanın… - Kemalistler -->

İçine Ettiniz Vatanın…

İçine Ettiniz Vatanın…

Hortlak doldu dört bir yanımız…

Cani, sapık doldu sağımız, solumuz…

Çevremizi Ortaçağın mezar kaçkınları sardı …

Nefes alamıyoruz…

Seri cinayetler, cinnet geçirenler, tecavüzler…

Adam din, ahlak öğretmek üzere kurduğu vakıfta erkek öğrencilerine tecavüz ediyor, Kuran kursu hocaları tecavüzden tutuklanıyor… Aile içi cinsel saldırılar, ırza geçmeler, aldı başını gitti…

Bizzat Adalet Bakanlığı 2002 – 2008 döneminde 61 bin 469 tecavüz olayının yaşandığını açıkladı…

Sadece 2009 – 2011 arasında 29 bin 980 tecavüz suçu işlendi…

İçine ettiniz Türkiye’nin…

Eee, şeyh kisvesine bürünen bir adam çıkıp da sapıklara, canavarlara, bebek katillerine yol gösterirse, nasıl hareket etmeleri konusunda öğütler verirse elbette olacağı bu…

Herif, 3,5 yaşındaki bir kıza tecavüzün nedenini “Şeytana uymak” olarak açıklıyor…

Hem de 21. Yüzyılda…

Hem de bilim çağında…

“Önce bebelere tecavüz et, sonra onun büyümesini, çocuk yaşına girmesini bekle ve sonra da nikâhına al…” diyor.

Aynen şunları söylüyor din uleması (!!!) denilen bu kaçık:

“Gelişmeler çok acıdır. Mademki şeytana uydun, kızcağızı neden öldürdün? Bekleseydin 3 yıl sonra nikâh düşerdi…”

Gördünüz mü? Tecavüzcü katil biraz daha beklese 6,5 yaşına gelen çocukla evlenebilirmiş… Böylece hem kendisinin, hem de çocuğun namusunu kurtarırmış…

Bu adamların inancında tecavüz suç olmaktan çıkıyor, yeter ki tecavüzcü, kurbanını nikâhına alsın… O zaman sorun çözümlenmiş oluyor…

Daha önce de Sosyal Doku Vakfı Başkanı, katıldığı bir programda “küçük çocukların evlenebileceğini” söylemişti.

Bu adama göre, "7 yaşında bir kız çocuğu, 25 yaşında erkek çocuğu ile veya 7 yaşında bir erkek çocuğu, 25 yaşında bir kız ile nikâhlanabilir. Nikâhlanmalarında sakınca yoktur. Evlilik için bir yaş söz konusu değildir. 10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında nikâha engel bir durum yoktur" demişti.

Bir başka konuşmasında da “Çalışan kadınların fuhuşa hazırlık yaptığını” ileri sürmüş ve şunları söylemişti:

“Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadın ya evlenmeyi erteleyerek erkeklerin evlilik sürecini baltalıyor ya da evli olduğu halde çalıştığı için yorgunluğu ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böyle fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar gördü…"

Burdur’un Milli Eğitim Müdürü de buna benzer inciler döktürüyor… Çocuklarımız bu ilkel yaratıkların eline teslim edilmiş durumda şimdi:

“Bir kadın evinden süslenerek çıkıp evine dönene kadar, kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse, o kadar erkekle zina yapmış gibi olur…”

Buyrun, burdan yakın…

İnsan doğasına, insan yapısına, bilime aykırı sözler söyleyen ve evlenme yaşını anaokuluna kadar indiren Sosyal Doku Vakfı Başkanı hakkında Kocaeli Baro Başkanlığı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunarak, “Halkı kanunlara uymamaya tahrik, Suç işlemeye alenen tahrik” suçlarından dava açılmasını talep etmişti.

Savcılık, Anayasa’daki düşünce özgürlüğü, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne vurgu yaparak, kararda “söz konusu beyanların ve atılı suçların unsurları bakımından oluşmadığı, düşünce açıklama, bilgi vermek ve eleştiri sınırları içerisinde kaldığı” için şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti…

Yargısıyla, savcısıyla, yargıcıyla, ordusuyla, meclisiyle, yandaş basınıyla Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi uçuruma yuvarlanıyor, hem de son sürat…

Cemaatlerin, tarikatların okullara, toplumsal hayata, sokaklara, mahallelere egemen olması yetmiyormuş gibi şimdi bir de iktidar eli ile “Proje Okulu” adı altında yeni bir uygulama başlatıldı.

Türkiye’nin en başarılı 56 okulunu MEB, proje okulu ilan etti. Bunların Aralarında İstanbul Erkek, Kadıköy Anadolu, Kabataş Erkek, Ankara Atatürk Anadolu, İzmir Bornova Anadolu, Pertevniyal lisesi gibi gözde, seçkin okullar da var…

Bakın Milli Eğitim Bakanı tarafından Kabataş Erkek Lisesi Müdür yardımcılığına atanan Şakir Voyvot ne diyor?

“Bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olmasının zamanı geldi.”

Anladınız mı şimdi gözde okulların niçin “Proje Okul” seçildiğini...

Hedef, “Fikri hür, vicdanı hür insanlar yetiştiren” okulların varlığına son vermek…

Cumhuriyetin, laikliğin, Atatürk’ün varlığına son vermek…

Peki, bütün bu işler olup biterken muhalefet ne yapıyor?

O, RTE’yi Başkan yapmakla meşgul…

Şimdi okuyuculardan şöyle bir sesleniş gelecek bana: “Ey Ali Eralp, biz bütün bunları biliyoruz. Kurtuluş için ne yapmalıyız, sen onu söyle bize…”

SÖYLEYELİM, ÖZETİN ÖZETİ:

Tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir Türkiye için “TEK ÇÖZÜM, 2. KURTULUŞ SAVAŞINI BAŞLATMAKTIR…”

Bunun için de tüm yurtseverler, makam – mevkii peşinde koşmayı, “Küçük olsun benim olsun” anlayışını ve soyut tartışmaları bir yana bırakıp, asgari müştereklerde, Antiemperyalist, antifaşist cephede bir araya gelmelidirler…

Kılavuz, Yüce insan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmalıdır…

(alieralp37@gmail.com)

 

Benzer içerikleri okumaya devam et

Benzer içerikler

© Copyright 2019 Kemalistler | All Right Reserved