CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Aylin Nazlıaka hakkında parti tüzüğünün 68/A ve F ile 70/A-a-b hükümleri uyarınca tedbirli olarak kesin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine karar çıktı.
Bunun böyle olacağı belliydi.
Neden mi çünkü yaklaşık iki ay kadar bir zaman geçti.
Parti böyle önemli bir konuyu üç günde meydana çıkartabilecekken kamuoyunda tartışılmasının ve her gün irdelenip o mu, bu mu, diyerek isimler çıkartılmasını tetiklemiş oldu.
Bu demek oluyor ki yalnızca Aylin Nazlıaka hatalı değildir.
Aylin birkaç yönden hatalıdır.
1-Şahit olduğu olaya anında tepki göstermeyecekti veya kıyameti koparacaktı.
2-Yol arkadaşım dediği kişiyi gerçekten ele vermek isteseydi daha sonra iki kişi ile aynı odaya gider ve yeni görmüş gibi resmin nerede olduğunu sorardı.
Böylece yanında iki şahit olurdu.
(Ben Aylin’in iyi niyetli olduğuna inanıyorum.
İnanmak istiyorum. İnşallah yanılmıyorumdur)
3- İsim vermeden ve delili olmadan bu konuyu iki milletvekili ile yaptığı özel bir sohbette paylaşmayacaktı.
4-Atatürk’ün resmini odasından kaldıran arkadaşının asla yol arkadaşı olamayacağını anlar, adını bu kadar saklamazdı. Buna ilkeli davranmak denilemez.
Resmi kaldıran her kimse ve doğruysa ki olabilir, önce Atatürk’e sonra partiye ihanet etmiş demektir.
Bu asla affedilemez.
5-Aylin daha ilk anda büyük bir tepki gösterirdi. Resmin kaldırıldığı duvarın resmini çeker ve odayı terk ederdi.
İsmini de hemen açıklardı.
Bir sürü alternatif varken ve bunları düşünmeden konuyu başkalarıyla paylaşması da yanlıştı.
Sonuçta güvendiği dağlara karlar yağdı hem kendisi mağdur ve de ayrıca suçlu oldu.
Şuraya bakın, oylamada 54 evet’e karşın sadece 4 oy hayır demiş.
54 kişi demek ki Aylin’in yalan söyleyip kamuda tartışma yaratarak CHP’nin kurumsal kimliğini zedelediğini düşünmüşler.
Haklı olabilirler mi?
Neden olmasın?
Çünkü Aylin öyle bir ortam yarattı ki inandırıcı olamadı.
***
Aylin, tüzükteki söz konusu hükümlere göre , “Programa ve tüzük kurallarına, kurultay ve yetkili organ kararlarına aykırı davranmak”, “Partide aldıkları görev ve sorumlulukla ve üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak” la suçlandı.
İşte buna itiraz ediyorum.
Neden mi?
Çünkü CHP içine sızmış ve Cumhuriyetimizin kurucu ruhundan nefret eden ve partiyi bitirmek isteyen öyle kişiler var ki Aylin’in durumu onların yanında suç bile sayılmaz.
İnsanın sorası geliyor.
Aylin’i tedbirli olarak kesin ihraç istemi ile YDK na veren 54 milletvekili CHP nin içinde kurumsal kimliğini tartışmaya açan, ihanet içinde olan birilerini hiç görmediler mi?
Mesela;
Seit Rıza’nın itibarını iade edelim diyenlere, neden sessiz kalındı?
Cumhuriyet Kürtleri katletti diyenler neden cezasız kaldılar?
Ben ve ailem seçimlerde HDP ye oy attık diyenler neden ceza görmediler ve ihraç
istemi ile disipline verilmediler?
Ulusalcıları partiden temizlemek gerek diyenler için ne yaptılar?
Kocaman bir hiç…
***
Aylin karardan sonra;
"Konu; benim bir milletvekili arkadaşımın Meclis'teki odasına gittiğimde Atatürk resmini görmediğimde gösterdiğim hassasiyet üzerine onun resmi geri asmasından ve benim isim vermeden bu mevzuyu iki milletvekilimizle yaptığım özel bir sohbette paylaşmamdan, bu sırada orada bulunan başka bir milletvekilinin de duymasından ibarettir.
O milletvekilinin tarafından basına yansıtılması sonrasında olay kasıtlı ya da kasıtsız olarak çarpıtılmıştır” dedi.
Bu nasıl çarpıtılmaktır?
Bu olay, ismimin Aylin Nazlıaka olduğu kadar gerçektir diyecek, arkadan da Atatürk düşmanlığı yoktur diyecek…
Esas kendisi çarpıtıyor bence.
Halen nasıl böyle diyebiliyor vallahi hayret!
***
Bu olayı yapanın şimdi Ankara Milletvekili Necati Yılmaz olduğu söyleniyor.
Necati Yılmaz, Nazlıaka’nın parti meclisi toplantısının yapıldığı salondan çıkmasından sonra söz alarak, İddia edilen olayda adı geçen kişinin kendisi olduğunu söylemiş.
Kürsüden o gün kendisini ziyarete gelenlerin isimlerinin polisteki kaydını, o gün odada çekilen fotoğrafları göstererek üyeleri tatmin edecek açıklama yapmış.
Bu açıklama üzerine bir PM üyesi Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na "Aylin Hanım'ın size verdiği isim Necati Yılmaz mıydı?" diye sormuş, Kılıçdaroğlu da "Evet, ancak Aylin Hanım bizim yüzleştirme davetimize icabet etmedi, ortada bir kanıt yok" demiş.
Velhasıl kanıtsız iddiasını yüzüne gözüne bulaştırmış olmakla kalmadı üstüne üstlük şimdi büyük bir ihtimalle partiden ihraç edilecek.
İhraç edilmesi Kamunun ve örgütün tepkisiyle uyarı cezasına dönebilir.
Umarım, Aylin bu olaydan bir ders almıştır.
Birçok dalda ödül almış genç, başarılı bir kadın böyle bir hatayı nasıl yaptı halen düşünüyorum…
KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler