Ne günler yaşıyoruz inanmak mümkün değil.
Hep birlikte beynimiz afyonlanmış, yaratılan korku imparatorluğuna teslim olmuş gibiyiz.
Ülkemizin haline baktığımızda gittikçe Arap ülkelerine döndüğümüzü görmekteyiz…
Türkiye Cumhuriyetinin içinin tamamen boşaltılıp, tek bir adamın diktasıyla yönetildiğimizi fark edemeyecek kadarda kendi dünyamızda yaşar olmuşuz.
Kimimiz para ve şöhret peşinde, kimimiz koltuğunu kaybetmeme, kimimiz de
aman bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesi içerisinde pusmuşuz.
Bu sabah 10,20 de İstanbul Sultanahmet meydanında büyük bir patlama oldu.
Beyoğlu, Beşiktaş ve Kadıköy'den de duyulan patlamanın ardından İstanbul Valiliği 10 kişinin hayatını kaybettiğini 15 kişinin ise yaralandığını açıkladı.
Tayyip Erdoğan televizyon kanallarından kamuya “Sultanahmet’teki saldırıyı Suriye kökenli bir canlı bomba gerçekleştirdi” açıklamasında bulundu.
Canlı bombanın Suriye kökenli olması neyi değiştirecek?
Ölen insanları geri mi getirecek?
Aylardan beri gerek İstanbul’da gerek diğer büyük kentlerde patlamalar olacağını IŞİD ve PKK açıklamadı mı?
Neden tedbir alınamıyor ve bombacılar yakalanamıyor sorun budur…
***
Bombacının Suriye kökenli olması Esat’ın yaptırdığı anlamına gelmez ama onu tu kaka yapmak, suçlamak her hâlükârda olmazsa olmazımız oldu.
Sınırlarımızın kevgire döndüğü, teröristlerin cirit attığı Doğu, Güneydoğu bölgemizdeki çatışmada PKK’nın yanında olanlanlara ne demeli?
Almanı, Fransız’ı, Sırp’ı her milletten var.
Bunlara kaynak ve silah, mühimmatı kim veya kimler sağlıyor?
Amerikalısı da Türkiye dışındaki kamplarda teröristleri eğitiyorlarmış.
Sınırlarımız kapatılmazsa veya çok sıkı denetim olmazsa parada gelir silahta, terörist te.
Önce bunun önünü kesmezsek daha çok çekeceğimiz var demektir.
Silahların geldiği yerler belli, eğitenler belli o zaman uluslararası şikâyetimiz neden olmuyor?
İpin ucunu kaçırdık mı yoksa?
Türkiye’miz dört bir taraftan gizli işgal altında.
Aç kurtlar gibi her tarafımızı sarmışlar.
Bizim parçalanmamız hatta yok olmamız için sinsice çalışıyorlar.
Bu arada eski başbakanımız başkanlık derdinde…
Güleyim mi, ağlayayım mı şaşırdım…
***
Kılıçdaroğlu bugünkü gurup toplantısında "Turizmin kalbinde, Sultanahmet'te bomba patlayacak, siz hiçbir önlem almayacaksınız. Sonra ne yapacaksınız? Ambulans gitmeden yayın yasağı getireceksiniz.
Bu hükümet, ülkeyi yönetemiyor.
Yönetemiyorsanız gideceksiniz yönetenler gelecek” demiş.
Bizde biliyoruz yönetemiyor da sizler ne yapıyorsunuz?
Tek yaptığınız şey iktidarı eleştirmek…
Onlar gizliyorlarsa CHP ana muhalefet olarak halka neden duyurmuyor?
Hem eleştireceksiniz hem de suyuna gideceksiniz…
İktidar olmak için en ufak bir umudumuz kalmadı artık.
***
Günlerdir CHP’ni eleştirip özüne dönmesini isteyenlerden birisiyim.
Kılıçdaroğlu, üçüncü sınıf kadrolarla Türkiye yönetilemez diyor, peki Atatürk’ün partisinde Atatürk’e kefere diyen PKK, FETÖ yanlısı olan yöneticilerle CHP yönetilebilir mi?
Beş seçim kaybettik.
Bu inat niye?
İktidar olamıyorsanız, başarısızsanız o zaman başaracak yöneticiler gelmelidir.
***
Ben Dersimli Kemal’im demekle Atatürk ve Cumhuriyeti ret eden kimliği öne çıktı.
Bahsettiği yerin adı Tunceli’dir.
Daha sonraları biz artık 1930 ların CHP si değiliz diyerek reddi miras yaptı.
Bizler için çok kırıcı ve üzüntü veren bir söylemlerdi.
AKP'nin hukuk dışı olarak cuma namazına göre mesai düzenlemesine CHP nasıl sessiz kalabilir?
Böyle teslimiyet olmaz.
Bizimde sabrımız taşıyor artık.
***
Nihayet yürekli bir ses çıktı partiden.
Ömer Faruk Eminağaoğlu,
CHP’nin diğer partiler gibi “inanç sömürüsüne yöneldiğini” ve “laiklikten uzaklaştığını”
CHP tüzüğünün “70/1-a-b maddeleri uyarınca önlemli olarak Kılıçdaroğlunun kesin ihraç istemiyle” başvuruda bulunacağını söyledi.
Bunlar sevindirici şeyler değil ancak partinin ne hale geldiğinin göstergesidir.
Onu da diğer ulusalcı vekillerimiz gibi disipline verecek partiden atacaklar mı acaba?
Merak etmekteyim.
Erdoğan demir parmaklıklar arkasına gönderiyor CHP ise eleştireni, Atatürk diyeni partiden atıveriyor…
Bu arada Atatürk’ün resmini duvardan kaldıran milletvekili kimdir onu da merak etmekteyim.
Ne ifşa edildi ne de partiden çıkartıldı.
Sanırım koruma altına alındı…
***
16/17 Ocakta yapılacak olağan kurultaya onur üyesi olan birçok arkadaşımız katılmayacak.
Eski CHP Milletvekili ve Parti yöneticisi Şahin Mengü,
“Ben artık Kemal Kılıçdaroğlunun meşrutiyetinin tartışılır hale geldiğine inanıyorum “.
Genel başkan olduğu andan itibaren, yavaş yavaş, sonra fütursuzca CHP’yi temel değerlerinden uzaklaştırmaya başladı” diyor.
Sözlerinde haksız mı?
Yine eski Parti Meclisi Üyesi Prof.Dr. Tülay Özüerman,
“Cumhuriyet sadece partinin adında kaldı. Atatürk’e dil uzatma hafifliğinde bulunan çatlak sesler, kimlik siyaseti ve dini siyasete servis yapanlar, partiyi HDP çizgisine çekme çabası içinde olanlar ayıklanmalı “diyor Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektupta.
Ve daha çiçeği burnunda İstanbul İl Başkanı olan Cemal Canpolat Sözcü Gazetesine verdiği mülakatta:
“Cumhuriyet değerlerinin tehlikeye girdiği, Atatürk İlkelerinin unutturulduğu bir dönemden geçiyoruz.
CHP sağdan uzaklaşıp soluna dönmelidir” diyor.
Canpolat sözlerinde samimidir inşallah.
Ne var ki sol deyince HDP akla gelmemelidir.
Zira HDP- PKK ‘ın siyasal uzantısıdır.
Ve Türkiye Partisi olacağız diye halkı kandırmıştır…
Tünay SÜER - Başarısızsanız gideceksiniz…

KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler