Günlerden beri bir Dersim muhabbetidir hem iktidar hem de YCHP arasında sürüp gidiyor. Amaç bellidir.
Gündemi meşgul ederek esas konuları halkın hafızasından silmek ve unutturmak!
Düşünebiliyor musunuz?
Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel esasları ve rejimin değişmez ilkelerinin sarsıldığı,ülkenin göz göre göre bölünmek üzere olduğu açıkça ortadayken, Yeni CHP adeta çanak tutuyor.
Oysa milyonlarca insan gibi bizler, içinde olanlar da Atatürk’ün partisi CHP den bu kötü gidişata Kuvva-i Milliye ruhuyla dur demesini umduk ve bekledik.
Bir türlü istediğimiz olmadı.
Beklentilerimizin yerine Güneydoğuda bir Kürt devletinin oluşturulmaya çalışıldığını, hatta fiilen uygulamaların yapıldığını gözlerden saklamaya çalışan ve bu konulara hiç değinmeyen bir parti olarak karşımıza çıktı CHP.
***
Barış gelsin, analar ağlamasın yutturmacaları ile ülkemiz göz göre göre bölünmeye doğru çekilmektedir.
Çözüm süreci ve demokratikleşme masalları aslında palavradır.
Dört yıldır YCHP ‘in yapmış olduğu politikaları ve Kılıçdaroğlunun konuşmalarına bakınca
“"İktidarla muhalefet arasında gizli bir mutabakatın olduğu gözleniyordu.”
Keşke bizler yanılmış olsaydık.
Buna rağmen ben ve birçok yurtsever yazar, yazıp duruyoruz, CHP’ye yeniden halkın umudu olması için çağrılar yapıyoruz.
Ne yazık ki görünen odur, kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz.
YCHP hızla feodal rejime, AKP ve HDP ile işbirliği içinde ülkeyi karanlıklara götürmeye devam ediyor.
Bu böyle olunca da, verilen tavizlerle iyice şımarmış olan PKK, istediği gibi oynamaktadır.
Halen adam kaçırmakta, askerlerimizi sivil kıyafetlerle bile arkalarından kurşunlamakta, şehit etmekte ve "PKK Eyalet Komutanlığı" adıyla kesilmiş makbuzlarla para toplamaktadırlar.
AKP Van Milletvekili Burhan Kayatürk’ün anlattıklarını basından ibretle öğrenmiştik.
AKP’nin bile kendi içinden bu itirafların gelmesi yanında CHP den, genel başkanından bir tek gün olanları kınadığını duyduk mu?
Bir kez olsun bu konuları dile getirdi mi?
Bunun yerine Kılıçdaroğlu 'Geleceği Birlikte Kuruyoruz' toplantıları çerçevesinde Diyarbakır’da bölge toplantısı düzenliyor ve " Bizler hep beraber bir mücadelenin parçasıyız.(Hangi mücadele acaba?)
Eğer bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürürsek Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeriz” diyor.
Türkiye’nin en büyük sorunu AKP iktidarı iken Kılıçdaroğlu ve ekibi sadece çözüm süreci denilen bölünmeyi ve bir an önce gerçekleşmesini dert ediyor.
Görünen budur.
İzmir’de yaptığı bölge toplantısında partideki en önemli sorunun güven olduğunu, birbirimizi eleştirerek elimize ne geçeceğini, parti militanı olmamızı ve savunmamızı dile getirmiş.
Parti üyesinin her hangi bir yurttaş gibi konuşma hakkı ve yetkisi olmadığını, eğri olduğunu, yanlış olduğunu anlasa dahi partiyi savunmamızı söylemiş.
Bu ne acayip istektir böyle?
Görevimiz parti programı, kurultay kararları ve genel başkan söylemleriymiş...
Efendim, uymayan çeker gidermiş…
Halen CHP de biat kültürünün olamayacağını anlayamamış sayın genel başkan.
Bölünme sürecinin uzaması gerek Sezgin Tanrıkulu gerekse genel başkanı rahatsız ediyor anlaşılan.
Kılıçdaroğlu; Türkiye’nin bu kadar derin sorununu parlamento dışında çözemezsiniz dedik” derken,
Tanrıkulu AKP ve PKK arasında yürütülen müzakerenin sorunu çözmeyeceğini söyleyerek açılım sürecinin TBMM’sinde ele alınması için “Çözüm Komisyonu” kurulmasını önerge vermiş. Tıpkı bebek katilinin istediği gibi…
İkide bir meclis, meclis diye tutturmalarının nedenini anlamak mümkündür aslında.
AKP’nin herhangi bir infiale karşın şimdilik elinde tuttuğu;
10/7/2014 tarihinde kabul edilen ve Resmi Gazetede yayınlanan Terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun CHP’nin oyları ile TBMM’sinden geçmiş hazırda tutulmaktadır.
Yayım tarihinden itibaren yürürlükte olan bu yasayı uygulamak için Erdoğan zamanını beklemektedir.
Bu kanun nedir ne değildir çoğu partilinin haberi yoktur bile.
Bu kanun bin senedir birlikte yaşadığımız kardeşliğin sonu demektir.
Bölünme demektir.
Vatanın parçalanması demektir.
Ve bu yasada yetki sadece Bakanlar Kurulunundur NOKTA
***
Şimdi gelelim Sn Kılıçdaroğlu’nun partiyi savunmamız, kendisine biat etmemiz isteğine.
Bu yasa süslü kelimelerle hoş gösterilmeye çalışılan aslında vatana ihanet yasasıdır.
Bu yasa topraklarımızın bölünmesini kabul yasasıdır.
Böyle bir durumda partimi nasıl savunabilirim?
Hangi milletvekillerimiz, kimler imza attılar bunu bilmek hakkımızdır.
CHP Tüzüğünde böyle bir yasaya imza atılır deniliyor mu?
Bu yasayı imzalamak için Kurultay kararı elinizde var mıdır?
Sesini çıkartan, karşı gelen çekip gitmeliymiş!
CHP kimsenin babasının çiftliği değildir anladınız mı?
Ya sizler partinin kendi ideolojisine dönersiniz, ya da sizler çekip gidersiniz NOKTA
TC.Tünay Süer
Not: Yasanın linkini aktarıyorum bilgilenmek isteyen arkadaşlar bir zahmet okusunlar.
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/07/20140716-1.htm
KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler