Ali ERALP - Pusulasız, Politikasız Bir İktidar: AKP - Kemalistler -->

Ali ERALP - Pusulasız, Politikasız Bir İktidar: AKP

Ali ERALP - Pusulasız, Politikasız Bir İktidar: AKP

14 yıldan bu yana milletçe ilkesizliği, politikasızlığı yaşıyoruz…

Başımızdakilerin bir söyledikleri, bir söylediklerini tutmuyor…

Bugün “AK” dediklerine yarın “KARA” diyorlar…

Bugün “güzel” dediklerine bir başka gün “çirkin” diyorlar…

Bugün “doğru” dediklerine ertesi gün “yanlış” diyorlar…

Pusulasız, yönsüz – yordamsız serseri mayınlar gibi dolaşıyorlar… Hem de peşlerine garibanlara takarak…

Bana “Pusulasız, politikasız bir iktidar örneği ver” deseniz, hiç tereddüt etmeden, hiç duraksamadan “AKP” derim…

Bu millet, bu devlet, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir yönetim ve iktidar görmedi, yaşamadı…

Onlara yol – yön gösteren, kılavuzluk yapan üç hedef var, birisi “dinci ideoloji”, ikincisi “çıkar, menfaat düşüncesi”, üçüncüsü “Küresel emperyalizm…”

Ne yazık ki “Din din…” diyorlar ama dinin gereklerini de hakkıyla yerine getirmiyorlar, getiremiyorlar, çıkarları için kullanıyorlar…

Din tacirliği yapıyorlar…

Din alıp satıyorlar…

Şu ülkenin yararına bir tek çivi çakmadılar. Taş taş üstüne koymadılar… Üstüne üstlük bir de geçmişin değerlerini de elden çıkardılar… Her şeyi ”BABALARININ MALI GİBİ SATTILAR…”

Akla, mantığa, uygarlığa savaş açtılar… Cumhuriyeti, Atatürk’ü, devrimleri, Kurtuluş Savaşını hedef tahtasına yatırdılar…

“Atış serbest…” dediler… Gelen vurdu, giden vurdu…

İslamcı cehalet her şeyin önüne geçti…

Bir “Yeni Osmanlıcılık”, bir Osmanlılaşma dönemi başladı… Cumhuriyet dönemini anımsattığı için tüm Cumhurbaşkanlarının gururla oturduğu “Çankaya Köşkü” bile terk edildi…

Orduya savaş açtılar…

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kozmik odalarına girildi… Onurlu generallere, komutanlara kumpaslar düzenlenip davalar açıldı…

Adi bir katil, hırsız gibi enselerinden tutulup emniyet arabalarına konuldu… Zindanlara atıldılar. İçlerinde 6-7 yıl haksız yere, suçsuz – günahsız yatanlar oldu…

Sonra “Pardon” dediler. “Aldatıldık…” “Yanıldık…”

Sonra Ergenekoncular aklandılar. Ama çektikleri çileler, sıkıntılar yanlarına kar kaldı…

Onların en büyük silahı, en büyük savunma aracı “ALDATLDIK, YÖNLENDİRİLDİK…” sözcükleri oldu…

Günlerce kapı arkalarında, kapı önlerinde PKK ile “Kürt Açılımı” müzakereleri yaptılar… Orduya, emniyete “Terör eylemlerine karşılık vermeyin, bırakın diledikleri gibi hareket etsinler, bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar, görüşmelere bir zarar gelmesin…” dediler…

Komutanlarımız, askerlerimiz sadece seyretti…

Sonra da “Çözüm Süreci aslında bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci’ni bunlar adeta Güneydoğu’da, kısmen doğuda kendileri için silah stoklama süreci olarak değerlendirdiler ve çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içerisinde, güvenlik güçlerimiz tabi ‘herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim’ dediler ama daha sonra anladık ki bu süreç içerisinde bunlar bunu yaptılar, yanıldık…” dediler…

Fethullah Gülen Çetesi ile birlikte “İŞ TUTTULAR…” Her eylemi birlikte planlayıp, birlikte yaptılar… Onlara övgüler dizdiler...

Sonra da “Kumpaslar düzenlemişler, paralel devlet kurmuşlar, aldatıldık…” dediler…

“ALDATMA, ALDATILMA” AKP yönetiminde bir politik yöntem oldu…

En önemlisi de dış ve iç politikayı ABD – AB emperyalizminin güdümünde yönlendirdiler…

Bir kurşun asker gibi, Küresel Emperyalizmin emrinden asla dışarı çıkmadılar…

“Otur otur, kalk kalk…”

ABD ve AB, AKP iktidarını o kadar gaza getirdi ki, birileri “Emevi Camiinde namaz kılmaya” kalktı, birileri Halep’i, Şam’ı Türk vilayetleri olarak ilan etti.

Uçak düşürdüler…

Rusya ile burun buruna geldiler…

Neredeyse savaş çıkacaktı…

Pusulasız, politikasız bir iktidar yüzünden Sanayiciler, üretici köylüler, turizmciler perişan oldular…

Komşularımızla “Sıfır sorun” diye iktidar oldular, pusulasızlık, politikasızlık yüzünden sorunsuz komşumuz kalmadı…

Suriye ile saçma sapan politikalar yüzünden kanlı bıçaklı bir ortama girdik… “Esat yönetimine karşı çıkıyor” diye İslamcı çetelerle kan kardeşi olduk…

Sularda boğulan mülteci bebelerin, çocukların, kadınların, erkeklerin katili, ama, gerçek katili kimdir dersiniz?

Dün Suriye’ye Cihat ilan edenler bugün “Onların toprak bütünlüğünden yanayız” diyerek, uluslararası zeminde kendilerine meşruiyet arıyorlar, dünyaya şirin gözüküp, hatalarını affettirmeye çalışıyorlar…

Politikasızlığın, çözümsüzlüğün içerisinde bocalıyorlar.

Ondan sonra da ilkeli, kararlı iç ve dış politikaları ile tüm dünyaya örnek olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e demediklerini bırakmıyorlar…

Ne derler adama?

“Hadi oradan…

Onun düzeyine ulaşabilmek için bir fırın ekmek yemelisin…”

(alieralp37@gmail.com)

Benzer içerikleri okumaya devam et

Benzer içerikler

© Copyright 2019 Kemalistler | All Right Reserved