AKP 2002’den bu yana ülkemize cehennem hayatı yaşattı. İnsanlarımızı inim inim inletti…
Sattı, savdı… Cumhuriyet birikimlerinin altından girip üstünden çıktı…
Laikliği sıfırladı. Hazineyi sıfırladı… Ulusal günleri, Türklüğü, Kurtuluş Savaşını, İstiklal Marşını, TC’yi, bayrağı, sıfırladı.
Paraları sıfırladı…
Hukuku, adaleti, uygarlığı sıfırladı. Sapık İslamcı ve bölücü teröristlerin dostu; aydınların, askerlerin, çağdaş düşüncenin düşmanı oldu… Cemaatlerle, bebek katilleri ile kendi ordusuna kumpas kurdu, savaş açtı…
Siz hiç yeryüzünde kendi ordusuna savaş açan bir tek iktidar gördünüz mü?
Siz hiç yeryüzünde, onca silaha, personele kumanda eden, 700 bin kişilik bir ordunun Genel Kurmay Başkanını terörist ilan edip, dört duvar arasına atan bir iktidar gördünüz mü?
Siz hiç Genel Kurmay Başkanını “SANIK”, terör örgütü elemanlarını ve ırz düşmanı katilleri “TANIK” sandalyesine oturtan bir iktidar gördünüz mü?
Önce suçsuz günahsız insanları 5-6 sene hapiste yatıracaksın, çoluğundan, çocuğundan, yaşamından koparacaksın, sonra da “PARDON, aldatılmışız” diyeceksin ve hesap vermeden yerinde Oturacaksın… Saltanatını sürdürmeye devam edeceksin…
Önce “Açılım Süreci” adı altında, kapalı kapılar arkasında terör örgütüne ödün üstüne ödün verip, başımızın üstüne çıkaracaksın, onun mahkemeler, vergi daireleri, askerlik şubeleri kurmasına, yol kesmesine göz yumacaksın, sonra da “Adamlar açılım sürecinde silah depolamışlar! Bizi yanılttılar” deyip onlara savaş açacaksın ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edeceksin…
Önce, milyon dolarları ayakkabı kutularına, çelik kasalara saklayacaksın, onları para sayma makineleri ile sayacaksın ve sonra “suçüstü” yakalandığında, bunu “Paralel yaptı” deyip, işin içinden sıyrılacaksın…
Ama daha sonra da “Paralelin koyduğu paraları” faizi ile birlikte geri alacaksın…
İşte AKP iktidarının 13 yılda yaptıklarının pek azı… Görünen buzdağının sadece bir kısmı… İşte Türkiye’nin geldiği nokta…
Bugün ülkemizde yaklaşık 46 milyon kişi “YOKSULLUK SINIRI”NIN, 6,6 milyon insan AÇLIK SINIRININ altında yaşamaktadır. Toplam nüfusu 77 milyon, 695 bin kişi olan Türkiye’nin 52,6 milyonu, yani üçte ikisi, açlık ve yoksulluk sınırının altında hayat sürmektedir…
Limon gibi sıkılmaktadır… Üzüm gibi ezilmektedir…
Pekii, bu “Limon gibi sıkılan, üzüm gibi ezilen, açlık – yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlar niçin hâlâ koşa koşa gidip, AKP’ye oy vermektedirler?
Bunun nedenini dört başlık altında toplayabiliriz:
1-Din sömürüsü, 2-Sadaka ekonomisi, 3- Yalaka basın, yalaka yöneticiler ve partililer, 4-AKP’nin Milli Eğitim ve kültür politikası…
Tabi bu maddeler daha da çoğaltılabilir. Ama ben şimdilik bu dört temel maddeyle konuya açıklık getirmeye çalışacağım.
Sondan başlayalım:
AKP bilerek ve isteyerek Milli Eğitimi sıfırladı. Bir 4+4+4 ucubesi çıkardı, çocukları 5 yaşında okula gönderdi. Hedef, eğitimi “zorunlu” olmaktan çıkarıp, Kuran kurslarının, imam hatiplerin önünü açmak ve hepsinden önemlisi kız çocuklarının okula gitmesini, eğitim görmesini, geleceğine sahip çıkmasını, ekonomik bağımsızlık kazanmasını şu veya bu şekilde önlemek…
Ayrıca hastanelerde olduğu gibi, eğitimde de “Özel okulların” çoğalmasını sağlamak, milli eğitimi bir devlet hizmeti olmaktan çıkarmak…
Başardı da…
Eğitim öğretim zorunlu olmaktan çıktı… Milyonlarca öğrenci okula gitmedi…
Şu anda ilkokula yüzde 3 oranında çocuk yazılmadı. Bu 510 bin kişi eder. Hiçbir yerde kayıtları görünmüyor. Nerede oldukları belli değil. Ortaokulda ise yüzde 6 oranında öğrenci kayıp, bu, 1 milyonu aşkın öğrenci demektir… 4 milyon liseli de eğitim ve öğretime devam etmemiş.
Buna göre, rakamların toplamına bakarsak, 6 milyon çocuk, örgün eğitimin dışında kalmış… Bu rakamlar Milli Eğitimin resmi rakamları…
İşin daha da kötüsü, ortaokulu bitiren 36 bin kız çocuğunun hiçbir yerde kaydı yok, buna Açık Öğretim de dâhil… Kız çocukları buharlaşmış sanki, ortalarda görünmüyor… Bu durum, çocuk gelinlerin çoğalmasını sağlayan bir hazine… Bir kaynak yaratacak… Yani 4+4+4’le AKP amacına ulaştı… Kızlar eve kapatıldı…
Yalaka basın, yalaka medya ne bu Milli Eğitimin içler acısı durumundan, ne de açlık – yoksulluk sınırında çile dolduran ailelerden, insanlardan, icra dairelerinin dolup taştığından söz ediyor. O, izdivaç programlarında 70’lik ninelere, dedelere göbek attırıp, çöpçatanlık yapıyor… Uyuşturucu, uyutucu, narkoz dizilerle halkın daha da cahilleşmesine, Türkiye’nin sorunlarından uzaklaşmasına katkı sağlıyor…
Yalaka yöneticiler ve partililer bu duruma alkış tutuyorlar… Onları ödüllendiriyorlar… Bir yandan da RTE’ye övgüler diziyorlar: “Başbakan’a dokunmak bile ibadettir… “O, Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde taşımaktadır…” “Açılımın Süreci”ni başlattığı için onun heykeli dikilmelidir… Vs.”
Bu “oy verme” olayında en çok da ilk iki madde, “Sadaka Ekonomisi ve din sömürüsü” etkin rol oynamaktadır…
Saf, inançlı insanların din anlayışını kullanarak, sömürerek, onları AKP’ye yönlendirmektedirler… Sadece bacısı, kızı, kız kardeşi, karısı Türbana girdiği için, sokaklarda türbanla dolaştığı için, okula türbanla gittiği için, “Artık kimse namusumuza bakamıyor, dini bütün insanlar olduk…” diye AKP’ye oy verenler var…
O, açlık sınırının, yoksulluk sınırının altında da yaşasa, her gün bombalarla, şehitlerle karşı karşıya da kalsa, vatanı da parçalansa, bunları görmüyor, duymuyor… O, alacağı 5 kilo nohuta, 500 kilo kömüre, türbanlı ailesine bakıyor…
Ortalık fuhuşla, fahişelerle, hırsızlarla, katillerle dolmuş onun umurunda değil…
Peki, o, yukarıda sözünü ettiğimiz, okula gitmeyen ve nereye kayıtlı olduğu da bilinmeyen 6 milyon çocuk, genç şimdi ne yapıyor? Ne ile uğraşıyor? Bilen var mı?
Bir de bunlara 2002’de yani AKP’nin iktidar olduğu yıllarda 10 – 15 yaşında olup da, “Minareler süngü, kubbeler miğfer” edebiyatı ile yetişen ve bugün 20’li, 25’li yaşlarını yaşayanları katarsak, gerçek tüm çıplaklığı ile ortaya çıkmaz mı?
(alieralp37@gmail.com)
KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler