Sevgili Dostlar, tam bir kaos – karmaşa ortamında yaşıyoruz.
Ortalık kan gölü…
Her köşe başında bir cinayet, katliam… Lokantada üç kuruş para kazanıp, ailesine bakmak için ter döken emekçiler, canilerin uzun menzilli kurşunlarına hedef oluyorlar…
Bebek katilleri ne yaşlı diyor, ne genç… Ne çocuk… Basıyor tetiğe…
Mehmetçiklerimiz, fidanlarımız, çoluk çocuğa karışmadan, sevdalar yaşamadan, ömürlerinin baharlarında, PKK’lı katillerin kahpe pusularında kara toprağa düşüyorlar.
“Analar ağlamasın” diyorlar ama ANALARIN ANASINI AĞLATIYORLAR…
Aydınlar, aydın görünüşlü Arabesk solcular HDP’ye, PKK’ya sahip çıkıyorlar.
“Vatan” diyenleri, “Vatan bölünmesin” diyenleri, “Vatanseverim” diyenleri neredeyse bir kaşık suda boğacaklar…
Onların en yakın, en sıcak dostları emperyalizm ve tarikatlar, tekkeler… Çünkü onların gözünde sömürgeci devletler insanlığa ve ülkelere uygarlık götürmekte…
Tüm dünya milletlerinin gözü gibi koruduğu “Ulusalcılık” ülkemizde suç olup çıktı. Milliyetçilik günah… Dincilik geçim kapısı oldu.
Koca koca devlet adamları kesesini doldurmakla meşgul. Din, bir ticaret metaına dönüştü… Yolsuzluk yapanlar, arada bir başlarını yargının kayasına çarpsalar da savcıların, yargıçların yerlerini değiştiriyorlar, işin içinden çıkıyorlar…
Yani adam diyor ki “Kanun benim…”
“Anayasayı da çiğnerim, babayasayı da çiğnerim, kimse bana karışamaz…”
“İstersem Oslo’larda, kapı arkalarında, istersem açıktan, herkesin gözünün önünde PKK ile müzakere yaparım, istersem savaş açarım, kimse bana müdahale edemez… O, benim bileceğim iştir…”
Atatürk ilke ve devrimlerine karşı bugün büyük bir kalkışma, bir karşı devrim harekâtı yürütülmektedir. Türkiye, siyasal İslamcılar tarafından teslim alınmıştır. Karşı devrim iktidardadır.
Hazine tamtakır. Sıçan düşse, başı yarılır…
Örtülü Ödenek bomboş. Dolar başını almış gidiyor… 3 binleri geçti… Bu yükselişin etkisi, kendini, seçimlerden sonra zamlarla dar gelirlilerin bütçesinde gösterecektir… Şimdilik gariban takımı işin farkında değil…
Emekli perişan…
Esnaf durmadan kepenk indiriyor… Köylü aç…
Asker, AKP’nin PKK’ya uyguladığı taviz – ödün politikası nedeni ile güç kazanan, kentleri silah deposu haline getiren teröristlerle kanı, canı pahasına mücadele ediyor… Cumhuriyetin hiçbir döneminde ırkçı, etnik kökenli bir terör örgütüne bu denli büyük ödünler verilmemişti.
Ülkemiz işgal altındadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişi ile “Millet fakr ü zaruret içerisinde, harap ve bitap düşmüştür…” İşsizlik, yoksulluk her geçen gün biraz daha artmaktadır. Geçim sıkıntısı karabulutlar gibi çökmüştür tüm ulusumuzun üstüne.
Ama insanlarımız, çeşitli girişim ve açılımlarla oyalanmaktadır. Halkın sorunlarından başka her şey konuşulmaktadır yurdumuzda. Bir tek halkın sorunları yok gündemde.
Bugünkü Türkiye’nin, Osmanlının sön dönemlerinden hiçbir farkı kalmamıştır.
Bu ortamda devrimcilere, demokratlara, tüm yurtseverlere büyük görevler düşmektedir.
Bir makalemde şunları söylemiştim: “Her şeyin haraç mezat satıldığı, Sevr haritalarının havada uçuştuğu, yurtsever insanlarımızın tutsak alındığı; siyasal İslam’ın 10 Kasım’ları, 29 Ekim’leri, 23 Nisan’ları, Kemalist Cumhuriyeti yok etmeye çalıştığı bir ortamda ayrıntılara dalmaya, sen ben çekişmeleri ile zaman öldürmeye hakkımız ve vaktimiz var mıdır? Bu kadar çok parçalanma, bölünme lüksümüz olabilir mi?”
Mustafa Kemal’in vurguladığı gibi “Bir amaca doğru yürürken, kişisel düşünce ve çıkarları, bir tarafa bırakarak, el ele vermek icap eder; başarının sırrı budur. Unutulmamalıdır ki, bizlerin gerçek görevi toplumumuzun gelecekteki yüksek menfaatlerini sağlamaya çalışmaktır…”
Yani uzun sözün kısası, Vatan elden gidiyor, parçalanıyor, ihanet çeteleri dağdan inip, ülkeyi teslim almak istiyorlar, biz kırk bir buçuk parçaya bölünmüşüz. “Küçük olsun, benim olsun” ya da “Biz büyük partiyiz, kimseyle güç birliği yapmayız” anlayışını artık kesinlikle terk etmeli, özverili davranmalıyız.
GÜÇ BİRLİĞİ YAPMANIN İŞTE ŞİMDİ TAM ZAMANIDIR…
ŞİMDİ PARTİ DEĞİL, VATAN DEMENİN TAM ZAMANIDIR…
ÖNCE VATAN, ÖNCE BİRLİK VE BÜTÜNLÜK, SONRA PARTİ…
CHP’nin önderliğinde tüm yurtsever partiler Kasım seçimlerinde güç birliği yapmalıdırlar. CHP, Vatan partisi, hatta DSP, Anadolu, Yurt, Hepar ve öteki partiler bir araya gelmelidirler. Gerekirse adı yolsuzluğa, pis işlere bulaşmamış, toplum tarafından sevilen sayılan değerli önder aydınlarımızdan da destek istenmelidir…
“Yüzde bir oy alan partilerin Kasım seçimlerine ne katkısı olur?” Demeyin… Çok katkısı olur. Bu bir girişim, ilk adım olacaktır… Kurtuluş yolunda yeni bir deneme olacaktır. Her seçimde güç birliği, güç birliği diye diye, feryat etmekten yorulduk artık...
Bu kez bu uygulamayı hayata geçirelim.
Aynı zamanda bu CHP için de bir sınavdır…
Bakalım, Sezgin Tanrıkullarını, Mehmet Bekaroğlularını partiye dolduranlar bu konuda nasıl bir tutum takınacaklar? Merakla bekliyorum…
CHP yönetimi, yurtsever, Atatürkçü aydınlar ve partiler karşısında nasıl bir tavır alacaktır?
Böyle bir girişim, yıllardan beri CHP’ye oy vermeyen küskünleri, protestocuları, kararsızları da saflarına çekecektir. Bu rakam, yapılan hesaplara göre dişe dokunur bir rakamdır ve bu işin uzmanları 4 – 5 milyon oydan söz etmektedirler…
HAYDİ, CHP, KURTULUŞ SAVAŞINDA ATATÜRK’ÜN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ GİBİ, GÜÇ BİRLİĞİ YAPMANIN İŞTE ŞİMDİ TAM ZAMANIDIR…
Bir kez daha iktidarı AKP’ye teslim etmeyelim. Aslolan bir ömür muhalefette kalmak değil, iktidar olmaktır…
Görelim bakalım CHP eski alışkanlıklarından vazgeçmiş midir? Geçmemiş midir?
(alieralp37@gmail.com)
KEMALİSTLER Kemalistler TWİTTER GÜNCELLEMELERİ GÖRMEK İÇİN
- Kemalistler Instagram da takip et
Takip Et Kemalistler